İngiltere’de yapılan bir araştırma, çalışan kadınların yaklaşık yüzde 40’ının eşlerinden fazla para kazandığını, ancak bunun kendilerine fazladan yük getirdiğine inandıklarını ortaya koydu.
5 bin çalışan kadın üzerinde yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, eşlerinden daha fazla kazanan kadınların büyük bölümü, bu durumun mutluluk verici bir başarı olmaktan ziyade, omuzlarına bindirilen fazladan yük ve sorumluluk olduğunu düşünüyor. Bu kadınlar, özellikle çocuk sahibi olduktan sonra da aynı tempoda çalışmaya devam etmek zorunda olmaktan sıkıldıklarını; ancak kendi gelirlerinin temel geçim kaynağı olması yüzünden, başka şanslarının olmadığını ifade ediyorlar. Eşlerinden daha fazla kazanan ve bu durumdan hoşnut olmayan kadınların yüzde 90’ı, evde ve işyerinde üzerlerine düşen sorumlulukların altında ezildiklerini belirtiyorlar
7 Şubat 2011 Pazartesi
6 Şubat 2011 Pazar
Her apartmana bir kadın temsilci
Uluslararası Mavi Hilal, muhtemel bir depremde çok fazla zarar göreceği tahmin edilen İstanbul'da yeni bir çalışma başlattı. Her apartmandan bir kadın temsilci, komşularını eğitmek için bilgilendiriliyor.
Felaketin, açlığın, hastalığın kısacası acının olduğu her yere ulaşmaya çalışan ve kurulduğu 1999 yılından bu yana Arnavutluk, Kosova, Türkiye, Gürcistan başta olmak üzere felaket yaşayan yakın bölgelerde etkin çalışmalar yapan Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı, muhtemel bir depremden çok fazla zarar göreceği tahmin edilen İstanbul'da yeni bir çalışma başlattı.
Gün içinde evlerde en fazla vakit geçiren, çocuklarının eğitimiyle daha yakından ilgilenen ve belki de afetlerden en çok korkan kadınların depreme karşı bilinçlendirilmesini amaçlayan bu yeni çalışmada her apartmandan bir kadın temsilci seçiliyor.
Kadıköy'den yayılacak
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Uluslararası Mavi Hilal (International Blue Crescent) Başkan Vekili Muzaffer Baca, toplumun depreme karşı örgütlenmesini sağlamak amacıyla Boğaziçi Üniversitesi'yle yapılan ortak bir çalışmadan sonra böyle bir karar aldıklarını söylüyor. Türkiye'de yaşanan ve halkı derinden etkileyen olayların, örgütlenmeye gereken önemin verilmemesi yüzünden kolayca aşılamadığını belirten Baca, kadınların oturdukları binalara daha hakim olmalarını göz önüne alarak başlattıkları 'her apartmana bir kadın temsilci' çalışmasının şimdilik sadece Kadıköy'deki bine yakın apartmanda uygulanmaya başladığını; ama bu zincirin giderek büyüyeceğini söylüyor.
Öncelik, sorunlu kadınlar
Vakıf olarak önceliği, afetlerden etkilenen, savaşların yol açtığı acılarla, açlık ve salgın hastalıklarla boğuşan insanlara yardım götürmeye verdiklerini söyleyen Muzaffer Baca; her türlü olumsuzluktan, erkeklere nazaran daha çok etkilendiğine inandıkları kadınların sorunlarını çözmeyi de görev bildiklerini belirtiyor. Depreme ve diğer afetlere karşı oturduğu binadaki diğer kadınları örgütlemek ve bilinçlendirmek üzere seçtikleri temsilci kadınların zaman içinde ev ve iş yaşamında sorunu olan kadınları da tespit edeceğini ve onlara gereken yardım elinin uzatılacağını söyleyen Baca, vakfın şiddet gören kadınlar için bir sığınma evi projesini de Avrupa Birliği'ne sunduğunu ifade ediyor.
İstanbul'un hangi semtinde oturuyor olursanız olun, eğer siz de apartman temsilcisi olmak istiyorsanız, 0 216 464 68 81 no'lu telefon ve www.bluecrescent.net adresinden vakfa ulaşabilirsiniz.
Mavi Hilal Türkiye'de neler yapacak?
Hiçbir siyasi ideoloji, din ve sınıf farkı gözetmeksizin çalışmalarına aralıksız devam eden vakfın yeni projeleri şöyle:
1 Deprem bölgesinde sağlık ocaklarının cihaz donanımını sürdürecek, okulların onarımını ve eğitimin modernizasyonu konusunda çalışmalara devam edecek.
2 Düzce' de hak sahibi olmayan, çok yoksul ve sakat depremzede için en az 200 olmak üzere daimi konut yapımı konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuda resmi prosedürü tamamlama aşamasında.
3 Yanık ve Yara Tedavi Merkezi kurulması konusunda (Türk üniversiteleriyle işbirliği halinde) çalışmalara başladı.
4 Yerel yönetimlerle 'çöplerin imhası ve ekonomiye yeniden kazandırılması' konusunda bir proje üzerinde çalışıyor. Finansmanını da sağlayacağı projeyle çevrenin korunmasına büyük katkısı olacak. Projeleri Ankara, Adana ve Konya belediyelerine sundu.
5 Deprem bölgesindeki okulların bilgisayarlarla donanımı konusundaki proje üzerinde çalışıyor. Gölcük, Barbaros Hayrettin Lisesi, İhsaniye Ticaret Lisesi ve Düzce Konuralp Koleji'nin bilgisayar laboratuvarının yapımını gerçekleştirecek.
6 Türkiye'de deprem riski bulunan en az 20 ilde çekirdek kurtarma ekiplerinin kurulması ve bunların her an harekete hazır hale gelmesi için çalışmalar yapıyor
Felaketin, açlığın, hastalığın kısacası acının olduğu her yere ulaşmaya çalışan ve kurulduğu 1999 yılından bu yana Arnavutluk, Kosova, Türkiye, Gürcistan başta olmak üzere felaket yaşayan yakın bölgelerde etkin çalışmalar yapan Uluslararası Mavi Hilal İnsani Yardım ve Kalkınma Vakfı, muhtemel bir depremden çok fazla zarar göreceği tahmin edilen İstanbul'da yeni bir çalışma başlattı.
Gün içinde evlerde en fazla vakit geçiren, çocuklarının eğitimiyle daha yakından ilgilenen ve belki de afetlerden en çok korkan kadınların depreme karşı bilinçlendirilmesini amaçlayan bu yeni çalışmada her apartmandan bir kadın temsilci seçiliyor.
Kadıköy'den yayılacak
Konuyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz Uluslararası Mavi Hilal (International Blue Crescent) Başkan Vekili Muzaffer Baca, toplumun depreme karşı örgütlenmesini sağlamak amacıyla Boğaziçi Üniversitesi'yle yapılan ortak bir çalışmadan sonra böyle bir karar aldıklarını söylüyor. Türkiye'de yaşanan ve halkı derinden etkileyen olayların, örgütlenmeye gereken önemin verilmemesi yüzünden kolayca aşılamadığını belirten Baca, kadınların oturdukları binalara daha hakim olmalarını göz önüne alarak başlattıkları 'her apartmana bir kadın temsilci' çalışmasının şimdilik sadece Kadıköy'deki bine yakın apartmanda uygulanmaya başladığını; ama bu zincirin giderek büyüyeceğini söylüyor.
Öncelik, sorunlu kadınlar
Vakıf olarak önceliği, afetlerden etkilenen, savaşların yol açtığı acılarla, açlık ve salgın hastalıklarla boğuşan insanlara yardım götürmeye verdiklerini söyleyen Muzaffer Baca; her türlü olumsuzluktan, erkeklere nazaran daha çok etkilendiğine inandıkları kadınların sorunlarını çözmeyi de görev bildiklerini belirtiyor. Depreme ve diğer afetlere karşı oturduğu binadaki diğer kadınları örgütlemek ve bilinçlendirmek üzere seçtikleri temsilci kadınların zaman içinde ev ve iş yaşamında sorunu olan kadınları da tespit edeceğini ve onlara gereken yardım elinin uzatılacağını söyleyen Baca, vakfın şiddet gören kadınlar için bir sığınma evi projesini de Avrupa Birliği'ne sunduğunu ifade ediyor.
İstanbul'un hangi semtinde oturuyor olursanız olun, eğer siz de apartman temsilcisi olmak istiyorsanız, 0 216 464 68 81 no'lu telefon ve www.bluecrescent.net adresinden vakfa ulaşabilirsiniz.
Mavi Hilal Türkiye'de neler yapacak?
Hiçbir siyasi ideoloji, din ve sınıf farkı gözetmeksizin çalışmalarına aralıksız devam eden vakfın yeni projeleri şöyle:
1 Deprem bölgesinde sağlık ocaklarının cihaz donanımını sürdürecek, okulların onarımını ve eğitimin modernizasyonu konusunda çalışmalara devam edecek.
2 Düzce' de hak sahibi olmayan, çok yoksul ve sakat depremzede için en az 200 olmak üzere daimi konut yapımı konusunda çalışmalarını sürdürüyor. Bu konuda resmi prosedürü tamamlama aşamasında.
3 Yanık ve Yara Tedavi Merkezi kurulması konusunda (Türk üniversiteleriyle işbirliği halinde) çalışmalara başladı.
4 Yerel yönetimlerle 'çöplerin imhası ve ekonomiye yeniden kazandırılması' konusunda bir proje üzerinde çalışıyor. Finansmanını da sağlayacağı projeyle çevrenin korunmasına büyük katkısı olacak. Projeleri Ankara, Adana ve Konya belediyelerine sundu.
5 Deprem bölgesindeki okulların bilgisayarlarla donanımı konusundaki proje üzerinde çalışıyor. Gölcük, Barbaros Hayrettin Lisesi, İhsaniye Ticaret Lisesi ve Düzce Konuralp Koleji'nin bilgisayar laboratuvarının yapımını gerçekleştirecek.
6 Türkiye'de deprem riski bulunan en az 20 ilde çekirdek kurtarma ekiplerinin kurulması ve bunların her an harekete hazır hale gelmesi için çalışmalar yapıyor
Acılar, umutlar, sevinçler fotoğrafta buluşuyor
Türkiye'nin kadın yüzü arşivleniyor: Urfa'da çamaşır yıkamak için su kaynatan, Trabzon'da fındık fabrikasında çalışan, İstanbul'da bilgisayar başında oturan kadınlar acılarına, sevinçlerine ve umutlarına tanıklık etmemiz için 'Kadın Fotoğraf Arşivi'nde buluştular.
Kadınlarımızın fotoğraflanması fikri Doç. Dr. Eser Köker ve Fotoğraf ve Grafik Anabilim Dalı Başkanı olan öğretim görevlisi Atila Cangır'a ait. Projenin amacı, Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün yapmakta olduğu araştırmaları görsel dokümanlarla desteklemek
Çalışırken, dinlenirken, öğrenirken, evlenirken... Çeşme başında, kapı önünde, tarlada, bağda, bahçede, bilgisayar karşısında, okulda, atölyede, fabrikada, evde.... Hayatın her alanında, üretimin her safhasında, bereket, dirlik ve düzen kaynağı kadınların yaşamı, biz onlara tanıklık edelim diye kare kare fotoğraflandı. Yüzlerde donup kalan kimi zaman sevinç, kimi zaman hüzün; ama fotoğrafları tek tek elden geçirip gözünüzü kapayınca, mahcup bir gülümseme kalıyor geriye...
Kadınlara görsel tanıklık
Türkiye'nin hemen her yöresinden kadın fotoğrafları çekme ve bunları bir arşiv haline getirme fikri, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Eser Köker ve Fotoğraf ve Grafik Anabilim Dalı Başkanı olan öğretim görevlisi Atila Cangır'a ait. Projenin amacını, Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün bilimsel çalışmalarına bir fon oluşturmak ve özellikle ülkemiz kadınlarıyla ilgili yurtiçinde ve yurtdışında yapılmakta olan araştırmaları görsel dokümanlarla desteklemek olarak açıklayan Atila Cangır, 1000 adetten fazla fotoğrafın bulunduğu arşivin aslını Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'ne teslim ettiklerini söylüyor. Atila Cangır'ın bundan sonraki fotoğraf çalışmalarını da yine kadınlar üzerine yoğunlaştıracağını ve arşivi zenginleştireceğini belirtmek gerek.
Atila Cangır, fotoğrafların çekimi için, İstanbul'da orta, büyük ve küçük ölçekli tekstil sektöründe çalışan kadınları, İzmir'de gıda sektöründe çalışan kadınları, İç Anadolu Bölgesi'nin değişik yörelerinde kışa hazırlanan kadınları, Karadeniz yöresinde kendi bahçesinde üretim yapan kadınları, Ankara'da hizmek sektöründe çalışan kadınları, Urfa ve yöresinde ev işleri, çocuk bakımı yapan kadınları konu alarak üç aylık bir fotosafari gerçekleştirmiş. Fotoğrafları "kadınlar çalışırken, öğrenirken, dinlenirken, eğlenirken, öğretirken, evlenirken" gibi ana başlıklara ayıran Atila Cangır 'hayat hikayeleri' başlığı altında da sararmaya yüz tutmuş siyah-beyaz fotoğrafları arşivlemiş.
Erkekler unutulmamış
Fotoğraflarda ağırlık kadınlarda olsa da gündelik yaşam içinde kadınla hep yan yana olması gereken erkekler unutulmamış. Arşivdeki beş fotoğraftan birisi Urfa'nın Şabo köyünde düğün gecesini geçirecekleri odada bekleyen damada ait. Dışarıdaki gelin alma ekibi gelini getirmek için giderken damat, yatağın üzerinde bir tepsi içinde duran damatlıklarını giymeye hazırlanıyor. Odadaki tüm eşyalar yeni alınmış, yatak damadın yengesi tarafından özenle hazırlanmış. İşçilerin çoğu bayan olan Trabzon fındık fabrikasında çalışan, Urfa/Hilvan kahvesinde oturan, İzmir yaprak tütün işletmesinde kadınlarla aynı kötü koşullarda çalışan erkekler de bilimsel bir çalışmanın içinde yer almaktan mutlular... Kahvede, fabrikada ya da bir yol kenarında otururken, çalışırken ya da konuşurken görüntülenen erkeklere bakıp onların kadınları hakkında yorum yapmak da mümkün her zaman. Urfa'da sokakları ve kahveleri erkeklerin doldurduğunu görünce kadınların nerede olduğunu merak edebilirsiniz ya da Trabzon'da bir kır kahvesinde kocasının arkasında oturan kadının sohbete çok nadir katılıp hal diliyle konuşmasından, ne kadar söz sahibi olduğunu kestirebilirsiniz pekala.
Kadınlarımızın fotoğraflanması fikri Doç. Dr. Eser Köker ve Fotoğraf ve Grafik Anabilim Dalı Başkanı olan öğretim görevlisi Atila Cangır'a ait. Projenin amacı, Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün yapmakta olduğu araştırmaları görsel dokümanlarla desteklemek
Çalışırken, dinlenirken, öğrenirken, evlenirken... Çeşme başında, kapı önünde, tarlada, bağda, bahçede, bilgisayar karşısında, okulda, atölyede, fabrikada, evde.... Hayatın her alanında, üretimin her safhasında, bereket, dirlik ve düzen kaynağı kadınların yaşamı, biz onlara tanıklık edelim diye kare kare fotoğraflandı. Yüzlerde donup kalan kimi zaman sevinç, kimi zaman hüzün; ama fotoğrafları tek tek elden geçirip gözünüzü kapayınca, mahcup bir gülümseme kalıyor geriye...
Kadınlara görsel tanıklık
Türkiye'nin hemen her yöresinden kadın fotoğrafları çekme ve bunları bir arşiv haline getirme fikri, Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyelerinden Doç. Dr. Eser Köker ve Fotoğraf ve Grafik Anabilim Dalı Başkanı olan öğretim görevlisi Atila Cangır'a ait. Projenin amacını, Başbakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'nün bilimsel çalışmalarına bir fon oluşturmak ve özellikle ülkemiz kadınlarıyla ilgili yurtiçinde ve yurtdışında yapılmakta olan araştırmaları görsel dokümanlarla desteklemek olarak açıklayan Atila Cangır, 1000 adetten fazla fotoğrafın bulunduğu arşivin aslını Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğü'ne teslim ettiklerini söylüyor. Atila Cangır'ın bundan sonraki fotoğraf çalışmalarını da yine kadınlar üzerine yoğunlaştıracağını ve arşivi zenginleştireceğini belirtmek gerek.
Atila Cangır, fotoğrafların çekimi için, İstanbul'da orta, büyük ve küçük ölçekli tekstil sektöründe çalışan kadınları, İzmir'de gıda sektöründe çalışan kadınları, İç Anadolu Bölgesi'nin değişik yörelerinde kışa hazırlanan kadınları, Karadeniz yöresinde kendi bahçesinde üretim yapan kadınları, Ankara'da hizmek sektöründe çalışan kadınları, Urfa ve yöresinde ev işleri, çocuk bakımı yapan kadınları konu alarak üç aylık bir fotosafari gerçekleştirmiş. Fotoğrafları "kadınlar çalışırken, öğrenirken, dinlenirken, eğlenirken, öğretirken, evlenirken" gibi ana başlıklara ayıran Atila Cangır 'hayat hikayeleri' başlığı altında da sararmaya yüz tutmuş siyah-beyaz fotoğrafları arşivlemiş.
Erkekler unutulmamış
Fotoğraflarda ağırlık kadınlarda olsa da gündelik yaşam içinde kadınla hep yan yana olması gereken erkekler unutulmamış. Arşivdeki beş fotoğraftan birisi Urfa'nın Şabo köyünde düğün gecesini geçirecekleri odada bekleyen damada ait. Dışarıdaki gelin alma ekibi gelini getirmek için giderken damat, yatağın üzerinde bir tepsi içinde duran damatlıklarını giymeye hazırlanıyor. Odadaki tüm eşyalar yeni alınmış, yatak damadın yengesi tarafından özenle hazırlanmış. İşçilerin çoğu bayan olan Trabzon fındık fabrikasında çalışan, Urfa/Hilvan kahvesinde oturan, İzmir yaprak tütün işletmesinde kadınlarla aynı kötü koşullarda çalışan erkekler de bilimsel bir çalışmanın içinde yer almaktan mutlular... Kahvede, fabrikada ya da bir yol kenarında otururken, çalışırken ya da konuşurken görüntülenen erkeklere bakıp onların kadınları hakkında yorum yapmak da mümkün her zaman. Urfa'da sokakları ve kahveleri erkeklerin doldurduğunu görünce kadınların nerede olduğunu merak edebilirsiniz ya da Trabzon'da bir kır kahvesinde kocasının arkasında oturan kadının sohbete çok nadir katılıp hal diliyle konuşmasından, ne kadar söz sahibi olduğunu kestirebilirsiniz pekala.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)