31 Aralık 2010 Cuma

Fuhuş tehlikesi

Geçenlerde bir dostum anlattı; İzmir’in çevre yolları üzerinde kadın ticareti yapan yerleri tespit edip, polisi aramış ve tedbir alınmasını istemiş.

Karşısına çıkan yetkili, “Bizim bölgemiz değil.” cevabını vermiş. Dostum, jandarmayı aramış. Cevap; “Ne yapalım. Biz gidinceye kadar kaçıyorlar.” olmuş.

***

Büyük şehirlerde kanayan bir yara fuhuş. Her geçen gün de bu bataklığa saplananların sayısı artıyor. Bir ur gibi bütün vücudumuzu saracak neredeyse. Fuhuşla mücadele ise yetersiz. Nedenlerini araştırdım. Bakın nasıl bir tablo çıktı karşıma.

***

Emniyet Müdürü, göreve başladığı bir iki ay içinde bazı hassas konuların üzerine gidince, çeşitli baskılarla karşılaşıyor. Örneğin; fuhuş. Bazı otel, motel ve işyerlerine baskınlar düzenliyor. Toplum ahlâkı ve sağlığını tehdit eden bu illetle mücadelede kararlı adımlar atıyor. Ancak bir süre sonra etrafının sarıldığını görüyor. Önce kanun ve yönetmeliklerin yetersizliği elini kolunu bağlıyor. Sonra her seviyeden baskı gelmeye başlıyor. Kendini kuşatılmış hissediyor. Fuhuş lobileri harekete geçiyor. Önce ziyaretler, sonra hafif yollu ikazlar, daha sonra tehditler...

Emniyet Müdürü’nün önünde iki yol var. Ya her şeyi göğüsleyerek fuhuş olayının üzerine gitmeye devam edecek, ya da baskılara boyun eğip, bazı şeylere göz yummaya başlayacak. Yani fuhuş lobisi ile uzlaşacak.

İyi niyetli, çalışkan, toplumun çıkarlarını düşünen, her türlü yasa dışı olaya karşı duran, ahlâksızlığa prim vermeyen emniyet yetkilileri, zaman içinde şartların zorlaması ve düzenin dayatmaları ile görev yapamaz hale geliyorlar. Fuhuş ve benzeri olaylarla etkili mücadele yapamıyorlar.

***

Öte yandan, birkaç iyi niyetli müdür ve yetkili ile bu olayların üstesinden gelmek de mümkün değil. Kötü gidişe dur diyebilmenin yolu köklü tedbirler almaktan geçiyor.

***

Kanunlar yetersiz. Mevcut kanun ve tüzükler ise tam uygulanmıyor. ‘Fuhuşla ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklar Tüzüğü’ uygulansa, şehir içlerinde faaliyet gösteren bütün genelevlerin kapısına kilit vurulacak. Çünkü bu tüzüğe göre genelevler, umumi caddelerden görülecek yerlere, resmî daireler, ibadet ve eğitim yerleri yakınına kurulamıyor. Bu gibi yerlerde 21 yaşından küçük kızların çalıştırılması da yasaklanıyor. Bu tüzüğe rağmen, fuhuş almış başını gidiyor. Bir emniyet yetkilisi fuhuşla mücadelede neden başarılı olamadığımızı şöyle açıklıyor:

“Gizli fuhuşta yakalananlara adlî ve idarî işlem yapılıyor. Adlî işlem, fuhuşu yaptıran ve aracı olanları adlî mercilere sevk; idarî işlem ise, fuhuş yapılan mekanı vilayet, mülkî amir onayı ile bir gün ile 90 gün arasında değişen sürede kapatmak. Gizli fuhuş yapanlar zührevi hastalıklar hastanesine sevk ediliyor. Herhangi bir hastalık varsa rapor edilip, tedavisi yapılıyor; yoksa serbest bırakılıyor. Adlî mercilere sevk edilenler de çok komik para cezaları ile salıveriliyorlar. Cezalar caydırıcı olmaktan uzak. Polis her seferinde başladığı noktaya dönüyor. Yabancı uyruklular da sınır dışı edildikten kısa bir süre sonra hiçbir engele takılmadan ülkeye geri dönüyorlar. Yol kenarlarında yakalanan fahişeler karakola sevk ediliyor. Şikâyet üzerine operasyon yapılmışsa delil yetersizliği sebebi ile dokunulamıyor. Yer değiştirmeleri sağlanıyor. “

***

Emniyetin şikâyetleri elbette ki bunlarla sınırlı değil.

Ahlâk masasının personeli yetersiz. Sınırlarda yeterli tedbir alınmıyor. Pasaport Kanunu’nun 8. maddesine göre, bulaşıcı hastalık taşıyanlar ülkemize giremez. Ancak sınırlarda kontrol olmuyor. Fuhuş yapıp para kazanma niyeti ile ülkemize gelen yabancı uyruklulara vize uygulanmıyor. Son yıllarda yabancı uyruklu fahişelerin sayısında artış gözleniyor. Özellikle sınır kentlerinde önü alınamaz bir sektör haline geliyor fuhuş. Bu iş için Turizm Bakanlığı’ndan onaylı sözde turistik oteller açılıyor.

***

Fuhuşla mücadelede başarılı olabilmek için bu işin üzerine hükümetin kararlı bir şekilde gitmesi gerekiyor. Polisin eleman ihtiyacı karşılanmalı ve her şeyden önemlisi emniyet müdürlerine siyasi destek tam olmalı. Fuhuşla başarılı bir şekilde mücadele eden emniyet yetkilileri ödüllendirilmeli. Kanun ve yönetmelikler gözden geçirilmeli, günün şartlarına göre cezalar caydırıcı hale getirilmeli. İşin diğer bir yönü.. istemeden bu yola düşmüş, düşürülmüş, yaptığı işten pişmanlık duyan, çıkış yolu arayan kadınlar a da el uzatılmalı.

Genç nesiller tehdit altında. Aileler yıkılıyor, yuvalar bozuluyor. AIDS başta olmak üzere çeşitli zührevi hastalıklar yaygınlaşıyor. Hayali tehditlere, tehlikelere karşı çalışma grupları, özel masalar ve ekipler kurarak mücadele başlatan hükümetin, jandarma ve emniyet teşkilatlarının, fuhuş gibi gerçek tehditlere karşı da duyarlı olmasını bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder