İNSANLARIN, bilgi ve ahlak yoluyla manevi olarak zenginleşmeden ziyade, madde yoluyla dünyalık bir zenginleşmeyi düşündükleri bir zamandayız.
Bunun üzüntüsünü yaşayan ve bu yaranın tedavisi için elinden geleni yapan, tüm hanımlara bu konuda örnek olabilecek bir hanım, bu haftaki konuğumuz...
MÜSİAD Başkanı Erol Yarar'ın annesi, 68 yaşındaki Münire Yarar, köşesine çekilmiş, torun torba sahibi birçok nineyi hatta gençliğinin verdiği enerjiyle dolu birçok genç hanımı bile imrendirecek kadar faal bir hanım...
Kendisiyle Müslüman bir kadının aile ve toplum içindeki yeri hakkında görüştük.
- Öncelikle toplumun çekirdeği olan aile içinde Müslüman bir kadının pozisyonundan bahseder misiniz?
- Bir ailenin saadetinin temini için çok gerilere gitmek gerekir. Bir anne baba evlenirken hangi gaye ile evlendiler? Hatta gençler evlenmezden önce hangi gaye ile yetiştirildiler? Bunlar çok önemlidir. Sen evleneceksin, kocan kazanacak, yiyeceksiniz, gezeceksiniz, arada bir çocuk olursa biz de yardım ederiz, üzülme, büyür gider.. gibi çocuğu orta plana iten, dünyanın zevklerini ön planda tutan bir düşünce hakimse, iş baştan bozulmuş demektir. O zaman kadın ve erkek, "Ben bu evlilikten ne kazanırım?" diye düşünür. Yaptıklarının karşılığını bekler, alamadığında ise ezildiği fikrine kapılır. Oysa yuvayı, Allah rızası için kurmak şarttır. Bu rıza gözetildiğinde bir kadın yaptıklarının karşılığını göremese bile, ezildiğini düşünmez. Kendi vazifesini yerine getirmenin huzuru ile yaşar. Bu her olayda böyledir. İnsan hayatı imtihanlarla doludur. Bize düşen vazifemizi yerine getirip, sabretmektir.
- Bugün bir Müslüman kadın topluma her yönüyle örnek olmalıdır, diyoruz. Gündelik yaşamdaki örneklerle bunu açabilir misiniz?
- Bizdeki aile düzeni hızla değişiyor. İnancımıza en uygun yaşamaya çalışan ailelerde bile bence çok önemli bazı ilkelere hiç özen gösterilmiyor. İsraftan kaçınmak, yabancı mamullerden ziyade, yerli ürünler kullanmak bunlardan sadece birkaçı.
Evin döşemesinden tutun, giyime kadar israf ve yabancı ürünlere rağbet had safhada. Bir sünnet veya düğün merasiminde milyarlar harcanıyor. Yer gök çelenkle doluyor. Bunların biz Müslümanlar tarafından yapılması çok acı.
- Peki bir annenin, çocuğun eğitimine katkısı nedir?
- Bence yuvanın kuruluş sebebi çocuktur. Ve çocuk eğitiminde anne, başrolü oynar. Anne evlenmezden önce bu role hazırlanmalıdır. En başta çocuğun, kendinden sandığı kadar çok şey istemediğini anlamalıdır. Ona iyi imkanlar sağlamak, onu iyi giydirmek, iyi okullarda okutmak tabii ki önemlidir. Ama bunları sağlayayım derken, çocuğun en çok istediği şeyi, sevgiyi ve muhabbeti ihmal ederse sonuç felaket olur. Bir çocuğa anne babanın vereceği en bedava ve en değerli şey şüphesiz sevgi ve muhabbetidir. Başta Allah sevgisi olmak üzere kendi sevgi ve muhabbeti, çocuk için tartışmasız en yararlı ruhi vitamindir. Ayrıca anne, çocuğa, Allah'tan başka kimseye güvenmemesi gerektiğini aşılamalıdır. Yukarıda saydığım ilkelere önce kendi uyması, sonra bu yolla ona örnek olması gerekir. Meselâ onları çeşit çeşit oyuncak, marka marka giysiye alıştırarak israfa yol açmayın. Onlara küçük yaştan ibadet, yerli malı kullanma, doğru sözlü olma gibi alışkanlıklar kazandırın.
- Bir de anneanne olmuş, babaanne olmuş köşesine çekilmiş hanımlar var. Siz onların aksine süratle çalışmalarınızı sürdürüyorsunuz. Çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
- Ben Müslüman kadın uyanık olmalıdır, diyorum. Etrafımızda birçok hadiseler oluyor. Üzerimizde çeşitli çıkar gruplarının oyunları oynanmak isteniyor. Ancak kadınlar günlük olayları yeterince takip edemiyorlar. Önce kendimde gördüğüm bu eksikliği gidermek için, şuurlu bir Müslüman kadının da herşeyden haberdar olması gerektiğine inanarak tek sayfalık bir yayın hazırlamaya başladım. Çeşitli gazeteleri toplayarak, önemli gördüğüm mevzular hakkındaki yazıları keserek hazırladığım bu yayını, tüm Anadolu kadınlarına dağıtmaya çalışıyorum.
Bence evde oturan bir hanım; Gümrük Birliği, patrikhane meselesi, bir başörtüsü hadisesi hakkında kısa ve öz bilgi sahibi olmalıdır. Benim de amacım bunu gerçekleştirmek. Bunun dışında hayatlarında belli bir dönemi geride bırakmış hanımlardan oluşan Sonbahar Girişim Grubu adıyla kurulmuş bir gruba başkanlık yapıyorum. Anneanne ve babaannelerin kendileri ve toplum için yapacakları daha çok şeyin olduğuna inanıyorum.
- Son olarak hanımlara neler söylemek istersiniz?
- Boş duran insan kötü fikirler üretir. Bu fikirleriyle gelinine, damadına, komşusuna, eşine, kendine zarar verir. Bu yüzden hanımlar en dolu oldukları, çocuk yetiştirdikleri dönemlerinde bile en ufağından da olsa bir sosyal faaliyete katılmalı, kendini ileriki yaşlara hazırlamalıdır. İslam'da cemiyete hizmet şarttır. Hadis-i şerifte bile "İçinizden en hayırlınız insanlara en hayırlı olanınızdır" buyuruluyor. Demek ki bir insanın hayırlı olması, evinin, yuvasının dışına çıkabilmesidir. Bu safhada hepimize çok işler düşüyor.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder